Hİkayem nasıl başladı

Ailemden bana yadigar kalan sadece eski bir radyom var, çalmasa da arada bir düğmesini çevirir ve gökkubbede yankılanan eski şarkıları hatırlar, geçmişe yolculuğa çıkarım.

Sallandığım beşiği, gaz lambasını, annemin dikiş makinesini, babamın tıraş makinasını, ablamın puslu aynasını, gaz ocağını, sofrada tahta kaşıkları, lastik pabuçları, tahta okul çantamı, burnu ve topuğu yamalı çoraplarımı hatırlarım, daha neler neler... Hepimizin anılarında saydıklarımın hepsi vardır.

Günümüzde bu saydıklarıma, antika, eski eşya, vintage gibi isimler takarak yeniden geçmişimizde hayatımızdan geçen bu eşyalara tekrar sahip olmaya çalışırız, ama bizim olanları ise asla bulamayız.

„Yol sizi nereye götürüyorsa oraya gitmeyin,yol olmayan yerden gidin ki; iz bırakın.“

- Ralph Waldo Emerson -

Şimdi yapmaya çalıştığım işte bu;

Anadoluhisarı'nın eski İstanbul kokan bir sokağında, geçmişi günümüzde yaşatmak için eski ne varsa topluyorum ve sizlerle paylaşıyorum, Simyagerin bloguna hoşgeldiniz.

Yusuf Ayakatik
Antikatör

Etiketler: blog